2020-2021 Dönemi Burslar hakkında önemli duyuru...
 
 
 
 
 
 

E- Devlet Sistemi
Namaz Vakitleri
Seçmen Bilgileri 
Resmi Gazete
Motorlu Taşıt Vergisi Sorgulama
 

devamı...



Bir erkek eşinden ne ister?...24.11.2011
Anasayfa  »  Yazarlar » Mahir Eyüboğlu »  Bir erkek eşinden ne ister?...24.11.2011

 

Mahir EYÜBOĞLU
Eğitimci
İletişimci - Yazar

Kılıbık erkekle kazak erkek arasında ne fark vardır bilir misiniz? Kılıbıklar, eşlerin dediklerini hemen, kazak erkekler ise on dakika sonra yaparlarmış. Katılırsınız veya katılmazsınız, ama benim gözlemim bu… Şimdi, şöyle diyebilir miyiz?  Aslında bir ailede,  çerçeveyi çizen de içini dolduran da kadındır. Bakın,  evin erkeği ölse, kadın evde yalnız kalsa o eve, giren çıkan eş dost eksik olmaz. Kadınlarda var olan rahim sıfatının mıknatıslanma etkisi kendini daima gösterir. Ama evin kadını ölse erkek evde yalnız kalsa, o eve giren çıkan pek olmaz, nerdeyse hiç olmaz. Şimdi sıra efendimizin sözüne geldi. Efendimiz, Fatma Anamıza hitaben, “Ey kızım Fatma yuvayı yapan dişi kuştur” diye üç defa  tekrarlar ve devamla da; “Yuvayı yıkan da dişi kuştur” der. Demek ki yuvanın kurucusu dişi kuş, yani kadın, koruyucusu da erkektir. Evin, erkeğini de, çocuklarını da idare eden kadındır. Bilerek bilmeyerek, şuurlu veya şuursuz, imanlı, imansız, her erkek eşini yanında veya arkasında, itici güç olarak görmek ister. Erkeğin gücüne güç katan faktör; Karısına duyduğu güven aktörüdür. Güvenin zedelendiği, itimadın sarsıldığı ilişkiler, çatışmaların ana kaynağını oluşturur. Efendimiz şanslı bir erkeği; “Saliha bir kadınla evli olan, Huzur bulduğu, huzur veren evi olan, Ulaşımını emniyetle yapmasını sağlayan bineği olan insan” diye tanımlıyor.  

 

Demek ki bir erkek önce; Güven duyduğu, saliha bir kadın ister. Saliha eşin en belirgin özelliği itaatkâr ruhlu olmasıdır. Kadının itaatkârlığının kaynağı, rahim sıfatında var olan imani sabır ve dayanma gücü yüksek olan,  hoşgörüden geçer veya geçmelidir. Kadın, erkeğin her dediğine, körü körüne itaat eden mi olmalıdır? Hayır. Ama itirazı, itaatin içinden, yani muhalefetini (itirazını), muhabbetinin (sevgi, saygı ve sorumluluk) değerlerinin içinden çıkarmasını  bilmeli,veya çıkarmayı öğrenmelidir. Hani bir Osmanlı  hanımefendisine sormuşlar; “Kocanızla aranız çok iyi bunun sırrı nedir?” Kadın cevap vermiş; “Ben kocama hiç itiraz  etmem. Hiç hayır demem. Ama kocam hep benim dediğimi yapar. Kocamın gözünde ben itaatkar bir kadınım. Muhalefetim hep muhabbetin içinden çıkar…! Kocama değer veriri onu takdir ve taltif ederim.” Unutmayalım  ki; Yuva muhabbetle (sevgi-saygı ve sorumluluk)  değerleriyle kurulur, muhalefet (itiraz, itaatsizlik, kin ve nefret) değerleriyle yıkılır. Bir erkek, karnında ve kalbinde can taşıyan kadınından daima “canım”  demesini duymak ister. Can taşıdığı halde canım demesini bilmeyen kadına erkek, kalben değil kerhen katlanır. Her zaman söylediğim gibi, biz insanlara akıl değil bilgi vereceğiz. Herkes kendi aklıyla öğrendiği bilgileri, ya hayırda kullanır ya da şer de. Bir erkek; Kendine, yaptığı işe, hayat mücadelesine, saygı gösterilmesini ister. Peki saygı nedir? Saygı, sevgilerin olgunlaşmış halidir. Yani hamlıktan kurtulmuş sevgilerin, laubaliliği olmayan sevgilerin, samimiyet ve içtenlik taşıyan sevgilerin, kısacası insanı mutluluğa taşıyan olgun sevgilerin sunulmasıdır saygı. Bir erkeği mutlu eden saliha eş, kıssasını sunmak istiyorum. İki arkadaş var, biri eşinden pek memnun, öteki pek şikâyetçi. Şikayetçi olan, biraz da gıpta ile; “Ya hu senin saliha bir eşin varmış,  doğru mu bunun sırı ne diye?” sorar. “Sırrını bilmem ama eşimden pek memnunum. Gel bize gidelim hem tanımış ol, hem de  hava sıcak biraz karpuz yiyelim” deyip evine götürür. Arkadaşı, “yahu hiç haber vermeden eve gidilir mi, bari haber verseydin” der. “ Sen üzülme, o her zaman her şeye hazırdır” deyip evin yolunu tutarlar. Kapı çalınır, kapı açılır. Hoşbeşten,selam kelamdan sonra “Hanım, arkadaşa karpuz ikram edebilir miyiz? der. Saliha kadın, “hemen getiriyorum” deyip, Karpuz, tabak, çatal, bıçak gelir. Ev sahibi erkek; “Yahu hatun bu karpuz bana biraz ham göründü başka karpuz getirir misin? der. “Başüstüne efendi” deyip o karpuzu götürüp yeni bir karpuz getirir. “Ya hu hatun bu karpuz yamuk, başka bir karpuz getirir misin?” “Peki efendi hemen getiriyorum” Bu olay beş altı defa tekrar eder. Kadın hiç itiraz etmeden her seferinde itaat ederek bir karpuz getirir ve afiyetle yerler. Derken eşinden şikayetçi arkadaşının evine de karpuz yemeye giderler. Karpuz isterler, karpuz gelir. Ama kadının sözlerinin içinde, gönüle hoş gelen, (“Peki canım, hemen getiriyorum,  peki efendi” v.s gibi sözcükler) yoktur. Aynı taktiği ikinci arkadaşı da uygulayıp, “yahu hatun bu karpuz ham, başkasını getirir misin? Yahu hatun bu karpuz yamuk bir başkasını getirir misin?” der. Karpuz iki kere gelir gelmesine ama, binbir tafrayla… Üçüncü kez karpuz istendiğinde kadın; “Gözü kör olası herif, zaten evde iki karpuz var, ya onu beğen ye, ya da ötekini, değilse zıkkımın kökünü ye” der, kapıyı çarpıp çıkar. Evden ayrıldıkları zaman saliha eşi olan arkadaşı, “Sen üzülme der. Vallahi sen benden daha hayırlısın ki, böyle bir eşe katlanıyorsun.  Benim eşim de bana katlanıyor. Bizim evde zaten bir tek karpuz vardı. Her seferinde hiç itiraz etmeden aynı karpuzu getirdi.” Bir erkek kendisinde, hüner arayan kadını olsun ister. Zira ona daha çok değer verir. Bir erkek, erkeğinde kusur arayan kadına değer vermez. Erkeği eve bağlayan da, evden uzaklaştıran da genelde kadındır.

Evlilikler genelde;

1- Ya nefsin istek ve arzularıyla,
2- Ya gönlün istek ve arzularıyla,
3- Ya da her ikisiyle birlikte yapılır.

Birinci cinsel istek ve arzuya (yani nefis evliliğine) genelde erkekler itibar edeler. İkinci isteğe  (yani gönül veya duygusal evliliğe)  kadınlar itibar eder, üçüncü isteğe ise, (yani hem nefis, hem de gönül  evliliğine) eğitimli, kültürlü, bilinçli, imanlı ve şuurlu insanlar itibar ve iltifat ederler. Bir erkek, Erkeğini, rahat bırakmayan, erkeğini değiştirmeye  kalkan ama, bunlara rağmen erkeğiyle  ilgilenmeyen kadını, olsun istemez. Kimi kadın cıvıl cıvıldır. Şen şakraktır. Eve huzur ve mutluluk yüklemek için yani Yuvayı cennet bahçesinden bir bahçe yapmak için  çırpınır da çırpınır. Aslında erkek,  eşinin bu güzel yanını bilir ama, menfaatinin veya nefsinin dostu olduğu için, Böyle erkekleri  idare etmek gerçekten çok  zordur. Ama her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır ya, Bir erkek, her halükârda halden anlayan bir eşi olmasını ister. Erkeğin huysuzluğuna katlanan kadınını da Başının üstünde gezdirir. Çünkü yumuşaklık kadının özelliğidir. Unutmayalım ki yumuşak serti aşındırır. Gelin huzurlu bir yuva için şimdiden nefsimizi terbiyeye başlayalım. Nefis terbiyemize yardımcı olan herkese şimdiden canı gönülden teşekkür ederim. Unutmayalım ki aradığını bulanlar, genelde ne aradığını  bilenlerdir.
H
uzurlu ve mutlu nice  ömürler dilerim.

Mahir Eyüboğlu
Eğitimci-İletişimci-Yazar
Aile Danışmanı
17 Nisan 2011

 

 



» Yorumlar
Listelenecek Kayıt Bulunamadı.


» Yorum Ekle
Ad Soyad :
Yorum :
Geri