Mahir EYÜBOĞLU Eğitimci İletişimci - Yazar

İnsanlar bir iş yapmak için mutlaka bir güç kullanırlar.

Kendine, yakın çevresine ve topluma faydalı olan gücü kullanan insana,

hayırlı ve faydalı insan, bunun aksine de

hayırsız, zararlı veya faydasız insan deriz.

Düşman bildiği şeylerden merhamet ve hayır bekleyen insan hem akılsız, hem zararlı hem de faydasız insandır.

Örneğin; sigaranın, alkolün, kumarın, zinanın kısaca insana ve insanlara zarar veren şeyleri kullanıp yapan insanlar…

Örnekte adı geçen davranışlar insanın sağlığını, enerjisini, parasını ve zamanını çalar. Hırsıza gel benim altın değerlerimi çal diyende hırsızdır. Hırsıza arkadaş olup iş birliği yapana hırsız denir.

“Bana arkadaşını söyle sana senin kim olduğunu söyleyeyim.”

Olumlu veya olumsuz güçleri kullanırken, yaptığımız şeylerin doğruluğunu kabul ediyoruz.

Eğer anamızı ana olarak kabul etmeseydik, çocuklarımızı evlat,

eşlerimizi eş, akrabalarımızı akraba olarak kabullenmeseydik,

veya görev olarak bir şeyi kabullenmemiş olsaydık onu,

yani o işi bize kimse yaptıramazdı.

Burada neyi kabullendiğimiz çok önemlidir.

Reddettiklerimiz kabullenmediklerimizdendir.

Aile içi ilişkilerde;

“Kabul etme, benimseme değerlerimiz kadar”

ya mutlu ya da mutsuz oluruz.

Bizi kabullenme duygusuna taşıyan, götüren güç ise,

bizim isteme arzumuzdur.

Herkes neyi istiyorsa onu kabullenir.

Hayrı isteyen hayrı, şerri isteyen şerri kabullenir.

Kimse kimseye bir şeyi zorla kabul ettiremez.

İstemeyene hiçbir şey yaptıramayız.

İsteyenler de engel tanımaz.

Eğer ben sigarayı, alkolü, kumarı, zinayı bırakmak İSTİYORSAM,

bunların bana, hem bu dünyam için hem de ahretim için,

düşman olduğunu kabullenirsem bunları terk ederim.

Ama düşman olduğunu kabullenmesem, bunları terk edemem.

Evet, düşmandan merhamet ve fayda BEKLEMEMEYİ kabullenmem gerekir. Sonuç ben, sen, o, ne istiyorsak onu yaparız.

Ya kabullendiğimiz değerleri ister ve yapar, sahipleniriz,

Ya da reddeder dışlar ve kurtuluruz.

Öyleyse hayır ve şerrin sahibi Allah’tır ama isteyen ve yapan da biziz.

İnsan aklını tedbirlere yapışmak için kullanmalıdır.

Dostu ve düşmanı başkasında aramayalım.

Bana benden daha dost, bana benden daha düşman

hiç kimseyi ne gördüm ne de duydum.

Peki siz, evet siz, hiç gördünüz ya da duydunuz mu…!?

16.12. 2012

Mahir Eyüboğlu