2020-2021 Dönemi Burslar hakkında önemli duyuru...
 
 
 
 
 
 

E- Devlet Sistemi
Namaz Vakitleri
Seçmen Bilgileri 
Resmi Gazete
Motorlu Taşıt Vergisi Sorgulama
 

devamı...



Günlük Olaylar....(23.02.2014)
Anasayfa  »  Yazarlar » Mahir Eyüboğlu »  Günlük Olaylar....(23.02.2014)


Mahir EYÜBOĞLU
Eğitimci
İletişimci - Yazar

Geçenlerde İzmir fuarında Yeşildağ’lılar vakfı standında yazarlar olarak kitaplar imzaladık. Bizi ziyarete gelen Konyalılara söyle sordum

Koca Konyalılardan mısınız yoksa küçük Konyalılardan mı ?”

Bazıları bana sordu;

Hocam koca Konyalı ne demek, küçük Konyalı ne demek?”

Dedim ki; “Kendini Mevlana Torunu gibi görenlere koca Konyalı,

Nasrettin Hocanın torunu gibi görenlere de küçük Konyalı” diyebiliriz.

Bir de “k”yi “g” gibi okuyan “Goca Gonya’lılarla, “k” yi “k” gibi okuyan küçük Konyalı yani kibar Konyalılar olduğunu sanıyorum.

Hangi Konyalı olursa olsun, ister koca, ister küçük, bütün insanları sevdiğim gibi, bütün Konyalıları da severim, seviyorum. Çünkü; Konyalılar benim çayırımdan,

benim çamurumdan, benim çalımdan, benim dikenimdendirler.

Kalın kaba olabilirler ama doğaldırlar. Genelde insanlarda değer verdiğim “Merhametini menfaatinin önüne geçirme özelliğini her an gösterebilirler.”

Elbette bu özelliğe sahip başka insanlar da vardır, olacaktır da.

Derken bana, “günlük olaylara” neden değinmediğim soruldu.

Naçizane ben, yıllardan beri insanı, insanın kendisiyle, (nefis ve gönül boyutuyla)

yakın ve uzak çevresiyle, Yaratıcı ile ilişkilerini, bilhassa aile içi ilişkilerini ele alıp

Efendimizin hayatından örnekler göstererek anlatmaya veya yazmaya çalıştım.

Efendimiz zamanında da, gıybet, iftira, yalancılık ve sahtecilik, münafıklık yani, aklınıza negatif değerler adına neler geliyorsa neler varsa, hepsi vardı.

İnsanlar ve Peygamberler arasında sıkıntının en büyüğü efendimize verilmiştir.

Adeta şimdiki insanlara örnek olsun, temsil (örnek) teşkil etsin dercesine...

Peki efendimize en büyük sıkıntıyı kimler veriyordu?

Tabii gayri Müslimler ve onlarla işbirliği yapanlar. Günümüzde de aynı şeyler geçerli. Kapitalist ve emperyalist güçler, kalkınmış, ileri gitmiş, İslam ülkelerine liderlik yapacak bir Türkiye istemiyorlar. Onlar için merhamet kavramı yok.

Tek bildikleri menfaat ve çıkar ilişkileri. Gıybetmiş, iftira imiş, münafıklıkmış onlar için önemli değil.

İmani zafiyeti olan birinin icrasında yani uygulamasında da sapmaların olması kaçınılmazdır. Şimdi durup düşünme ve kıyas yapma zamanı.

Öğrenme ve bilgilenme soruları sormadan, yani bir şeyin aslını astarı bilmeden, suçlama veya yargılama yapmamak gerekir.

Her zaman yazdığımı tekrarlamak istiyorum,

Asil insan idare eder; çünkü asaletinde doğru bilgi, hoşgörü ve sabır vardır.

Aciz insan şikâyet eder; çünkü acziyetinde, bilgisizlik ve aciz bırakan değerler vardır.

Cahil insan ise; durmadan ya gıybet, ya iftira edip fitne çıkartır.

Çünkü, ne gıybet, ne iftira, ne de fitne hakkında doğru bilgisi yoktur. Bunları önemsemez bile.

Böylesi özellikleri olan hangi insandan bahsedebilirim ki...!

O zaman ben de ya gıybete, ya iftiraya ya da fitneye bulaşmış, münafıklardan

olmaz mıyım?

Benim için, hiç ama hiç kimsenin söz ve davranışı, Allah ve Resulünün söz ve davranışından üstün olamaz.

Kendine Efendimizi rehber edinen, iki dünyalı yaşamasını bilen, gözlerinde ve sözlerinde hasbi muhabbetler taşıyanlara selam olsun.

 



» Yorumlar
Listelenecek Kayıt Bulunamadı.


» Yorum Ekle
Ad Soyad :
Yorum :
Geri