2020-2021 Dönemi Burslar hakkında önemli duyuru...
 
 
 
 
 
 

E- Devlet Sistemi
Namaz Vakitleri
Seçmen Bilgileri 
Resmi Gazete
Motorlu Taşıt Vergisi Sorgulama
 

devamı...



Aşık olan konuşur, Arif olan susar...30.06.2006
Anasayfa  »  Yazarlar » Mahir Eyüboğlu »  Aşık olan konuşur, Arif olan susar...30.06.2006


Mahir EYÜBOĞLU
Eğitimci
İletişimci - Yazar

            En güzel konuşma insanın içinden gelerek yaptığı konuşmadır. Karşımızdaki kişiye, edep, adap ve hitap kuralları içinde bir mesaj ulaştırabilmek çok önemlidir. Edep bir kişinin terbiyesi, adap da kişilerin terbiyesidir. Hitap ise, (terbiyeyi koruyarak) söz söylemesini bilmektir. Terbiyeleri korumadan söylenen nice sözler vardır.
            Bir sözün nerede, ne zaman, nasıl ve kime söyleneceğini bilmek edeptendir. Edebin temelini kibarlık oluşturur. Kibar insanlar emir cümlesi kullanmazlar. Rica cümlesine itibar ve iltifat ederler. Arif kişi bilir ki, rica ve nezaket cümlesi insanları, daima olumlu etkilerken, emir ve tenkit  cümleleri de olumsuz etkiler.  Unutulmasın ki her etkileşimin bir yansıması vardır. ben karşımdakine nasıl hitap edersem aynısı bana yansır.
            "Topu duvara vurursan ne olur ? Herkes  "Top geri gelir" der. Doğru.  Peki, "Neden geri gelir?" dediğimiz zaman, pek sağlıklı cevap veren  çıkmaz.  Topu geri getiren güç, etken faktör, duvarın sertliğidir.  Duvarın silahı sertlik olduğu için, duvar da topa vurarak,  topu geri göndermiştir. 
            Demek ki  burada, sertlik sertliği doğurur ilkesi geçerlidir. Her sert ve kaba davranışlar, kırmalara veya kırılmalara sebep olurlar.  Hani sohbetlerimde "Büyük testi ile küçük testi çarpışırsa, büyük çatlarsa küçük mutlaka kırılır" derim. Neye yarar, ne çatlak testiyle  ne de kırık testiyle su taşınıp içilmez ki… Önemli  olan bu veya bunun  gibi kaba davranışlara imkan ve zemin hazırlamamaktır. İşte arifler susarak bunu yaparlar.
            Ama  bu ilkenin geçmediği yerler de vardır.  Onun yerine "Yumuşak serti aşındırır" ilkesini benimsemek.  Karşımızda kaba biri var. Sözden,  nezaketten anlamıyor. Onun sertliğini nasıl aşındırırız. Bir misalle anlatmaya çalışalım. İsterseniz yine toptan örnek verelim. "topu yastığa vurursan ne olur?"  Top orada kalır. Neden ? çünkü yastık topa "sen bana ne kadar sert vurursan vur, ben sana karşılık vermem. Benim silahım yumuşaklıktır." demiştir. Yastığın yumuşaklığı topun sertliğini aşındırıp yok etmiştir. Kırılmaları kırmaları da önlemiştir.
            Yumuşaklık huzurun ve rahatlamanın mekanıdır. Aşkı muhabbetler yumuşak mekanlarda  yeşerir. Yumuşak olmayan  nesne gibi, eğer hitapta diller de yumuşak değilse  canları acıtır. Aşk, kalp dilinin yumuşak mekanlarda canlanmasıdır.  Aşk adına söylenen sözlerde edep, adap ve hitap güzelliği  vardır. Bu güzellik, aşkın gücünden gelir.
             Aşık konuşur, konuşurken, karşısındakini incitmemeye çalışır. Bununla  da yetinmez, karşısındakinin 
sözlerinden incinmemeye çalışır. Aşık konuşur zira anlatacak çok şeyi olduğunu düşünür. Karşısına arif arar. İlim irfan ehli halden, dertten anlayan.  Söylenen sözden ibret almasını bilen. Konuşanı can kulağıyla dinleyen. İyi bir dinleyen değilsek, daha arif olamamışız demektir.
            Aile içi  sağlıklı ilişkilerde biri konuştuğu zaman diğeri dinlemesini bilmeli. En iyi anlaşmalar, karşısındaki kişinin  ne isteyip ne istemediğini anlamaktan geçer.  Biri konuşurken diğeri dinlemezse, sağıklı ilişkiler kurulamaz. Eyvah deriz,  "dilim,.. dilim…, parçaladın beni dilim dilim" deriz  ama parçalanmaktan  kurtulamayız. Bir Osmanlı hanımefendisine sormuşlar. " Kocanızla çok güzel geçiniyorsunuz, bunun sırrı nedir?  Hanımefendi,  " Bu güne kadar ben eşime hiç "hayır" demedim. Ama kocam hep benim dediğimi yaptı…."  Arif olan karşısındakini iyice dinleyip anlamak için susar.
            İçine sevgi, saygı ve   sorumluluk değerleri  girmeyen aile ve eve, rahmet melekleri hiç itibar etmez. Yaptığını severek yapan her insan, konuşurken aşkla konuşur, dinlerken arif olur susar.  Mutluluk böyle insanların kapısından hiç ayrılmaz. Fatma annemiz, hayırlı hanımı  tanımlarken, "hayırlı hanım odur ki, hayalinde bile  eşini aldatmayan, bakışıyla bile onu üzmemeye çalışan kimsedir" diyor. Keza Hz. Ali’de aynı cevabı veriyor.   Her zaman söylüyorum ve söyleyeceğim.  Mutluluk ve huzur, "GÜZEL İNSAN BULACAĞIM "diyenlerin değil, "GÜZEL İNSAN OLACAĞIM " diyenlerin diyebilenlerindir. 
            Gönül kapısını,  Rahmana ve rahmete açık tutmasını bilen, AŞIKLARLA  ARİFLERE selam olsun.   Selam,  aşık olup konuşmasını bilenlere, arif olup susmasını bilenlere olsun.
            Selam, sevgi ve saygılarım  hepinize  olsun inşaallah…



» Yorumlar
Listelenecek Kayıt Bulunamadı.


» Yorum Ekle
Ad Soyad :
Yorum :
Geri